Teknoloji Detoksu ile Dinlenin
Günün büyük bir bölümünü telefon, tablet ya da notebook ekranına bakarak mı geçiriyorsunuz? Yemek yerken, trafikte sıkıştığınızda hatta tuvalette bile sürekli e-mailinizi kontrol edip, mesaj mı yazıyorsunuz? Telefonunuz yanınızda olmadığı herhangi bir an huzursuz oluyorsunuz değil mi? Peki boş zaman diye adlandırdığınız anları da Facebook, Twitter, Instagram hesaplarınız arasında mı harcıyorsunuz? Tüm bu sorulara yanıtınız evet ise, tebrikler, çağımızın hastalığı diye adlandırılan “teknoloji bağımlılığı”na tutulmuşsunuz demektir.
Bugün teknoloji bağımlılığının sağlığımıza verdiği zararlar çok keskin ve somut kanıtlarla desteklenemese de birçok araştırma belli bir zaman sonunda bazı sorunlarla karşılaşabileceğimizi ortaya koyuyor.
Teknoloji ve Zarar Vermek mi, Hadi Canım!
Aramızda kabul etmeyenler olabilir, etkilerini henüz genç olabilmeleri ve kalabilmeleri yüzünden hissetmiyor olabilirler ama evet, teknoloji bağımlılığı en başta bedensel sağlığımıza bir tehdit oluşturuyor. Örneğin uzun bir süre boyunca telefona ya da tablete bakmak sırt ve boyun rahatsızlıklarına, yerinden kalkmadan bilgisayarda çalışmak el, kol ve özellikle diz hastalıklarına davetiye çıkartıyor. Yemek molalarında bile teknolojik aletlerle ilgilenmek, ne yediğinin farkında olmamak ve sürekli masa başında abur cubur atıştırmak obezite, şeker ve kalp hastalıklarına çok erken yaşta yakalanmayı kolaylaştırıyor. Yüksek sesle yapılan telefon konuşmaları, devamlı kulaklıkla dinlenilen müzik, erken yaşlarda bile işitme kayıplarına yol açabiliyor. Sürekli açık bırakılan modemlerin yaydığı wi-fi sinyalleri farkında olmadan uyku kalitemizi düşürüp, nedensiz bir şekilde yorgun hissetmemize sebep olabiliyor.
İşin bir de ruhsal boyutu var tabii. Eskiden çalışan insanlar ya ofisten çıkar ya iş yerlerini kapatır, eve gelir ve bütün o karmaşadan uzak birkaç saat geçirebilirlerdi. Eğer mesaiye kaldıysanız herkes ofiste olduğunuzu ve çalışmaya devam ettiğinizden haberdar olurdu. Şimdi 7/24 iş ve iş hayatı devam ediyor. İster evde olun, ister ailenizle yemekte veya tatilde bir türlü işten kopmak mümkün olmuyor. Bazen gecenin bir vakti uykumuz kaçtığında e-mail yazıp cevaplandırıyoruz. İşimizle ilgili haberleri kaçırmamak için hafta sonu, bayram, seyran demeden dünyanın neresinde ne olmuş takip etmeye çalışıyoruz. Tüm bu davranışlar aslında hiçbir zaman işe ara vermediğimizi yani tatil yapmadığımızı gösteriyor. Sonuç olarak yoğun olarak çalıştığımızı, kesintisiz aktif ve iş başında olduğumuzu düşünsek de aslında yeterince verimli olamıyor, sürekli stres kaynaklarımızı arttırıyoruz.
Özel hayat ve sosyal ilişkilerdeki sıkıntı ise ayrı bir boyut. Nefes almak için biraz sosyal medyada dolaşayım dediğiniz anda gidemediğiniz tatillerin fotoğrafları, eşiyle ya da sevgilisiyle sonsuz mutluluk yaşayan arkadaşlarınızın sevgi dolu bildirimleri, kaçırılan düğünler, nişanlar, mezunlar toplantısı hızlı bir şekilde gözünüzün önünde akmaya başlıyor. Bu durum zaten yoğun olarak çalışan insanda bir yetersizlik ve mutsuzluk hissi oluşturmaya yetiyor da artıyor bile.
Detoks Zamanı
Detoks nedir? Detoks, vücudumuzu ve ruhumuzu zehirleyen bağımlılıklardan uzaklaşıp arınmaya çalışmaktır. Görünen o ki teknoloji bağımlılığı da zaman içinde diğer kötü alışkanlıklar gibi bize manen ve bedenen zarar veriyor, zehirliyor. Dolayısıyla aslında bir teknoloji detoksunun zamanı gelmiş de geçiyor. Peki, nasıl olacak bu teknoloji detoksu?
Küçük adımlar önemli
Her işe başlarken önce çok büyük hedefler koymak yerine küçük ve emin adımlarla ilerlemek iyidir. Teknoloji detoksu yapmaya karar verdiğinizde de kendinize küçük hedefler koyun. Mesela ofis çıkışı en az bir saat elektronik herhangi bir aletle irtibatınızı kesin. Evdeyseniz okumadığınız kitapları okumaya başlayın, biraz eski usul dergi ve gazete karıştırın.
Sosyal medyadan biraz uzak kalmak iyidir
Sosyal medya hesaplarınızdaki bildirimleri kapatın. Her an her şeyi kontrol etmek zorunda değilsiniz. Her şeyi sosyal medyadan paylaşmak zorunda da değilsiniz. Sürekli posta kutunuzu kontrol etmekten yavaş yavaş vazgeçin. Arkadaşlarınızla yemeğe mi çıktınız, eşinizle sinemaya mı gittiniz, telefonunuzu yanınıza almasanız da dünya dönmeye devam edecek, merak etmeyin.
Çalışırken küçük molalar verin
Şu maile de bir cevap yazayım sonra, ya da sunuma bir bakayım ondan sonra demeyin. Kendinize bir ara verme zaman planı hazırlayın ve uygulamaya çalışın. Dışarı çıkmanıza gerek yok, ofis içinde yerinizden kalkıp bir tur atsanız, camdan dışarı baksanız da bu, hem sırtınıza ve gözlerinize, hem de kafanıza iyi gelecek.
Yediğinize içtiğinize dikkat edin
Bilgisayar başında öğünleri geçiştirerek yemek yemeyin, yemek molasını atlamayın, bu sizin dinlenmeniz için verilmiş bir aradır. Yemeğinizi ofisinizin dışında yemeğe özen gösterin, telefonunuz da en azından çantanızda kalsın.
Dışarı çıkın ve gerçek anlamda “sosyalleşin”
Uzaktaki arkadaşlarla telefonla, mesajla ya da sosyal medya üzerinden sosyalleşmeye evet, ama yakınınızdaki eşinizle, dostunuzla gerçekten bir araya gelebilmek için çaba sarf etmelisiniz. Ufak kahve molaları, zararsız dedikodular, içten atılmış kahkahalar kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olacak.
Evden, ofisten dışarı çıkmak için de bir planınız olsun. Çok büyük zamanlar ayırmaya gerek yok, günde yarım saat telefonunuza, tabletinize bakmadan yürüyüş yaparak geçireceğiniz zaman size çok iyi gelecek, eminiz. Biraz daha fazla zaman ayırmaya başladığınızda konsere gidin, festivallere ve sergilere katılmaya çalışın, ama dikkat, elektronik cihazlarınız yanınızda olmasın.
Spor şart
Bilgisayarı kapatın, telefonunuzu güvenli bir yerde bırakın -aklınız kalmasın- ve spor yapın. Yine çok büyük zamanlara gerek yok. Haftada bir ya da iki sefer, yarım saatlik antrenmanlarla başlayabilirsiniz. Hepimizin malumu, spor yapmak hem fiziksel hem ruhsal sağlığımız için çok önemli ve diğer detoks programlarında olduğu gibi teknoloji detoksunda da işinize yarayacak. Vücudunuzdan toksinleri atarken kafanızda sizi meşgul eden sorunlardan da uzaklaşmış olacaksınız.
Temizlik yapın
Ev temizliğinden bahsetmiyoruz, sosyal medya ve e-mail gruplarınızda temizliğe gidin. Hiç görüşmediğiniz, o kadar da iyi tanımadığınız insanları listelerinizden çıkarın, her yazısını okumadığınız bloggerı artık takip etmeyin, sürekli gereksiz bildirimde bulunan e-mail gruplarından çıkın; inanın çok daha ferahlamış hissedeceksiniz.
Amaç verimli ve proaktif olmaksa kendinize ayırdığınız zamanlara önem verin, ‘fişini çekin’ ve dinlenin.
Natali Yeşilbahar
VitrinGez Kurucu Ortak&CEO