“Nasıl yaşadığımızı, nasıl çalıştığımızı kökünden değiştirecek bir devrimin başlangıcındayız.”
Endüstri 4.0 terimi ilk olarak Alman hükümetinin bir yüksek teknoloji projesinde ortaya atıldı ve 2011 Hannover Fuarında kullanıldı. 2011-2013 arasında Alman şirketlerinden bir çalışma grubu bir rapor çıkararak Endüstri 4.0’ın altı temel prensibini belirledi. Bunlar, birlikte çalışabilirlik, sanallaştırma, desantralizasyon, gerçek-zamanlı çalışma, hizmet eğilimlilik, ve modülerlik idi. Endüstri 4.0’ı basite indirgersek Akıllı Fabrikalar olarak özetleyebiliriz. Daha detaylı bakarsak, Endüstri 1.0 su veya buhar gücüne dayalı mekanik üretimi, Endüstri 2.0 elektrik enerjisi kullanımı ile seri üretim ve montaj hattını, Endüstri 3.0 bilgisayar kullanımı ve otomasyonu, Endüstri 4.0 ise siber-fiziksel sistemleri ve makineler arasında bir internet ağını ifade ediyor.
AKILLI FABRİKALARA DOĞRU
Endüstri 4.0 operasyonları, makinelerin kendi aralarında ve insanlarla gerçek zamanlı olarak konuşabildiği operasyonlar. Akıllı fabrikalarda bugün fiziksel operasyonun sanal bir modeli işlerin insan-robot işbirliğiyle yürümesini sağlıyor. Bir adım sonra yalnızca robotların çalıştığı, makinelerin kendi kararlarını lokal olarak verip yürüyebildiği, fabrikalar olacak. Bu fabrikaların gerekli esnekliği sağlamak adına modüler bir yapıda olmaları ve ihtiyaca göre büyüyüp küçülebilmeleri düşünülüyor.
Almanya’da Siemens, VW, Daimler gibi şirketler akıllı fabrikalar konusunda bir yandan ciddi inovasyonlar gerçekleştirirken bir yandan da insan-robot işbirliği konusunda önemli yol almış durumdalar. Örneğin VW ve Mercedes-Benz fabrikalarında eskiden robotlarla insanlar arasında güvenlik kafesleri varken artık sensörler sayesinde birlikte çalışabiliyorlar. Bu işbirliği özellikle dijital ergonomik analizler ile optimum çalışma koşulları getiriyor. Örneğin bir robot sürekli eğilip kalkarak parçaları işçiye uzatıp verimlilik ve rahatlık sağlıyor. Eskiden bir noktada sabit duran robotlar şimdi hareketli olarak çalışıyorlar. Mercedes-Benz gerçek çalışanlarının hareketlerini hareket yakalama teknolojisi ile sanallaştırıp avatarlarla test yaparak yıllar sonra devreye girecek bir aracın montaj sürecini değerlendiriyor. Otomotiv sanayiinde artık birçok büyük üretici sipariş üzerine üretim yapmakta. Seçmeli olarak değişebilen birçok parça düşünüldüğünde herbiri farklı olan otomobillerin aynı hatta üretilmesinin nasıl bir karmaşıklık demek olduğunu hayal etmek zor değil. Akıllı fabrikalarda parçaların gerektiği zamanda gerektiği yere gelmesiyle bunun üstesinden gelmek mümkün.
Siemens’in Endüstri 4.0 için şekillendirdiği gelecek vizyonunda herbirinin kendi fonksiyonu olan akıllı modüller var. Bunlar biraraya gelerek akıllı bir fabrika kolayca oluşturulabiliyor. Bağımsız çalışan otokratik sistemlerin kendi kendilerini ve aralarında iletişim kurarak üretimin tamamını optimize etmesi söz konusu. Bu sistemde herbir sensör ve aktüatör endüstriyel internete bağlı adreslenebilir birer cihaz.
DÖRDÜNCÜ ENDÜSTRİYEL DEVRİM
Bir yanda Almanya’daki çeşitli şirketler akıllı fabrikaları gerçekleştirmeye çalışırken, Amerika cephesinde de GE bu akımın başını çekenlerden. Endüstri 4.0’ın GE tarafındaki adı Endüstriyel İnternet. GE’nin Minds+Machines 2014 toplantısında konuşan CEO Jeff Immelt endüstriyel internetin etkisini “dün gece yatağa bir sanayi şirketi olarak yattınız, bu sabah bir yazılım ve analitik şirketi olarak uyandınız” şeklinde özetliyor. GE’nin endüstriyel internet konusundaki müşterileri, duruşların azalması, verimliliğin artması, maliyetlerin azaltılması, arızaların makinelerin kendisi tarafından öngörülmesi gibi faydalarından çok memnun. ABD’de ayrıca Akıllı Üretim Liderlik Koalisyonu diye bir grup kurulmuş. Bunun içinde de AT&T, Cisco, Intel, Amazon, Accenture gibi büyük şirketler var.
Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab da yeni yayımlanan “Dördüncü Endüstriyel Devrim” adlı kitabında nasıl yaşadığımızı, nasıl çalıştığımızı, ve birbirimizle nasıl ilişki kurduğumuzu kökünden değiştirecek bir devrimin başlangıcındayız diyor. Endüstri 4.0’ın önceki endüstriyel devrimlerden farkı, fiziksel, dijital, ve biyolojik dünyaları içiçe sokan teknolojilerle şekillendiriliyor olması. Bu model, teknoloji temelli birçok inovatif gelişmenin biraraya gelmesiyle mümkün olabiliyor. Bunlar nesnelerin interneti, robotik, yapay zeka, makine öğrenmesi, 3D Baskı, veri analizi, bulut bilişim gibi teknolojiler. Bu devrim bütün iş kollarını, bütün endüstrileri, bütün ekonomileri etkileyecek. Hatta insanı insan yapan şeylerin neler olduğu hakkındaki düşünceleri de zorlayabilir.
Endüstri 4.0 yeni bir teknoloji değil. Yeni bir iş disiplini de değil. Mevcut ve gelişmekte olan birçok teknolojik inovasyonun kesişme noktasında sanayiye yeni bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Etkilerinin çok ciddi olacağı kesin. Olası sosyal etkilerinin arasında bazı işlerin yok olması da var, geçmişte ucuz iş gücü nedeniyle Çin’e göç etmiş bazı işlerin geri dönmesi de. Kesin olan şey, Endüstri 4.0 ile dünyanın eskisi gibi olmayacağı.
Ali Özgenç