[vc_row][vc_column][vc_column_text]Son dönemde yatırımcı odağımıza yerleşen dijitalleşme, hayatımızda farklı alanlarda hızla girmektedir…

  • Nasıl yaşıyoruz? Sağlığımızı nasıl kontrol ediyoruz, ne kadar uyuyoruz, ne kadar sağlıklı besleniyoruz, günde kaç kaç adım atıyoruz…
  • Neler tüketiyoruz? Ne alıyoruz, nasıl alıyoruz, bizim için öncelikli olanlara nasıl ulaşıyoruz…
  • Nasıl çalışıyoruz? Nereden çalışıyoruz; hangi mesai saatleri içinde veya dışında, ne şekilde bir iletişim kullanarak üretiyoruz…
  • Nasıl öğreniyoruz? Çoğalan bilgi karşısında neleri, ne şekilde öğreniyoruz, güncelleniyoruz…
  • Nasıl seçim yapıyoruz? İster sosyal, ister politik tercihlerimizi nereden beslenerek yapıyoruz…

Dijitalleşmenin tüm bu boyutları etkilediğini gördüğümüzde konunun sadece teknik ve hatta ekonomik değil, sosyal ve fiziksel bir dönüşüm olduğu noktasına geliyoruz.

Artan etkileri göz önüne alındığında, hayatı daha iyiye taşıyacak bir olgu olmasına rağmen, mevcut sosyo-ekonomik düzendeki eşitsizlikleri de arttırmak potansiyeli olduğu için konuya daha dikkatli yaklaşmamız gerekiyor.

Örneğin başlangıç noktamız cinsiyet eşitliği içermiyor.

Olayı sadece bir teknik ve ekonomik dönüşüm olarak görür isek, sistemin içerisindeki hataları aynı şekilde ileriye taşırız.

Öte yanda, riskleri ve faydaları anlarsak, dijitalleşmenin kadınlar için yeni fırsatları içermesi, kendilerini ifade etme ve katkılarını arttırma yeteneklerini geliştirmesi yolunda önemli bir köprü olarak görebiliriz. Bu sayede de cinsiyet bazlı eşitsizliği azaltmanın önemli bir yöntemi olduğu noktasına gelebiliriz.

Başlangıç noktamız ne?

Temelde analizler kadınların teknolojiye erişim, beceriler ve iş fırsatlarına sahip olmada oldukça arkadan gelmektedir.

Erişim

Dünyada kadınların %14’ünün interneti hiç kullanmadığını görüyoruz (erkeklerde bu oran %12’dir). Avrupa’da 55 yaşın altındaki kadınlar için bu fark olmasa da nüfusun gelişmekte olan ülkelerden arttığını düşünürsek, bu farkın kadınlar aleyhine artacağını öngörebiliriz.

Beceriler

2016 senesinde Avrupa Birliği’nde yapılan çalışmada (Women in Digital Age, 2016, Iclaves, SL. & UOC) şu rakamlar ortaya çıkıyor:

  • Her 1000 üniversite mezunu kadından sadece 24’ü teknoloji (ICT – bilgi, haberleşme, teknoloji uzmanlıkları) ile ilgili alandan branş almış oluyor. Bunun da sadece 6’sı ICT ile ilgili bir alanda çalışmaya başlıyor. Kadınlar bu kadar zor ve az sayıda girdikleri bu işlerden oldukça hızlı çıkıyorlar – ileri teknoloji sektöründe kadınların işten ayrılma oranı %41 iken bu oran erkeklerde %17’dir.
  • 2011’den 2016’ya kadar bu oran düşmüş! Yani kadınlar stratejik olarak önemi artan bu sektördeki hem fırsatı hem de paylarını kaybediyorlar. Dijital işlerini bırakan kadınlardan kaynaklanan yıllık üretkenlik kaybı AB GSYH’sına yıllık €16 Milyar’lık bir zarar vermekte.

Dünyada dijital sektörlerde çalışan erkeklerin sayısı kadınların 3.1 katı. Bilgi teknolojilerindeki kadın yönetici oranı sadece %19; uygulama geliştiriciler seviyesinde ise bu oran %10’dur.

Liderlik

Liderlik açısından bakıldığında da kadının temsili son derece düşüktür.

  • Silikon Vadisi’ndeki şirketlerde bile yönetici pozisyonlardaki kadınların oranı %11’dir.

Gelecekteki fırsatların e-iş’ler etrafında olacağı düşünülürse, bu durumun kadınların eşitsizliğini arttıracak potansiyel bir problem olduğu düşünülebilir:

 

Kadın Girişimciliği

Genel olarak kadın sahipliğindeki girişimlerin başarı oranı daha yüksek olsa da dijital girişimler sektöründe katılım, liderlik ve yatırımlar çok azdır:

  • European Start-up Monitor’a göre, start-up kurucularının sadece %14.8’i kadın
  • Kadınların sahip oldukları teknolojik start-up’ların oranı sadece %5
  • 100 risk sermayesinde kadın ortakların oranı %7

 

Özetle, duruma bakıldığında kadının teknoloji içerisinde eksikliğinin önemli bir sosyal ve ekonomik eşitsizlik olduğu ve bu şekilde devam ederse stratejik bir öneme sahip bu konunun kadınların eşitsizliğini daha da arttıracağını söyleyebiliriz.

 

Öte yanda dijitalleşme kadınlar adına önemli fırsatlar sunmaktadır.

Dijital sektör hem daha yüksek becerilere dayalı hem de daha iyi gelir getiren işler sunmakta. Eğer kadınları bu alanlara daha fazla çekebilirsek, ücretlerdeki cinsiyet bazlı eşitsizlik uçurumunu kapama şansımız olur.

Esnek çalışma

AB çalışması, sektörde çalışan kadınların erkeklere oranla daha istekli olduklarını, ancak fikirlerini uygulamak konusunda kendilerini erkekler kadar özgür hissetmediklerini söylemektedir. Bu kadınlar eşit fırsata sahip olmadıklarını ama diğer sektörlerde çalışan kadınlara oranla kendilerini daha esnek hissettiklerini belirtmektedir.

Dolayısıyla teknoloji sektörüne kadın katılımı ile sektörün verimliliği ve yaratıcılığı artabilir; sunduğu esnek çalışma koşulları ile kadınların iş gücüne katılımı arttırılabilir.

 

Kadın yetenekleri

Dr Gülay Savaş sinirbilime göre kadınların duyguları işlemekte ilgili nöron ağlarının sayısının erkek beyninin 8 katı olduğunu, bunun ise kadınlara bütün resmi görebilme, yani sistem düşüncesini algılayabilme yeteneği kazandırdığını söylemektedir.

Dolayısıyla, mevcut düzenekteki problemleri düzeltmek adına, kadın beyninin işleyişi, kadın dijital becerilerini geliştirir ise, dijital sektör adına önemli bir ilerleme sunabilir. Hem sistem hem de robotik tasarımlarda bu yeteneklerin yansıtılması önemlidir.

Yeni liderlik fırsatları

Sadece Avrupa’da e-liderliğe olan talep AB’de 2015-2020 döneminde % 4.6 artacaktır. 2025 yılına kadar yılda ortalama 50.000 yeni liderlik poziyonu açılacaktır. Eğer mevcut kadınlara yönelik (işe alım, terfi, işte kalma) politikalarda düzenleme yapılırsa, kadınların teknoloji endüstrisindeki temsil oranı %36 olacaktır (olmaz ise %33’te kalacaktır)

 

Dijitalleşmede kadın yatırımcılığının önemi

Biz yatırımcıların tecrübesinde, sermayenizin olduğu nokta ve yerlerde söz hakkınızın olabileceğini; karar verme ve yönlendirme gücünüzün olabileceğini biliyoruz. Bu noktada kadınlar, dijital alanlarda cesaretli bir şekilde yatırım yapmalı, kendi varlıklarını göstermeli, tercihlerini sunabilmelidir.

Yine biliyoruz ki, kadın erkek eşitliği – diğer tüm çeşitliliklerle birlikte – dünyayı sosyo-ekonomik adalete götürecek, ekonomik refahı arttıracaktır. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]