Ali Özgenç  Algoritma Yönetim Danışmanlığı Yönetici Ortağı  Keiretsu Forum Türkiye YK Üyesi  ali@algoritmaconsulting.com
Ali Özgenç
Algoritma Yönetim Danışmanlığı Yönetici Ortağı
Keiretsu Forum Türkiye YK Üyesi

Paylaşım Ekonomisi

Bir trendin ilk ortaya çıkışını ve adının konmasını yağmurun ilk damlalarına benzetebiliriz. Daha sonra bu trend ya yaz yağmuru gibi gelip geçer, ya da toplum tarafından benimsenerek yerleşir, kalıcı hale gelir ve ekonomiyi etkilemeye başlar. Çok değil, dört yıl önce bir trende dönüşen “Ortaklaşa Tüketim”, ekonomide kendine bir yer buldu ve “Paylaşım Ekonomisi”ne dönüştü. Ortaklaşa Tüketim, kullanıcıların ürün ve hizmetlere sahip olmak yerine onlardan paylaşarak faydalandığı bir model.

Birçok yenilikte olduğu gibi Paylaşım Ekonomisi de ilk olarak ABD’de kök salmaya başladı. Bu ekonominin öncelikli motoru da teknolojik gelişme oldu. Paylaşım Ekonomisinin toplumsal kabul görmesinde ise 2008 ekonomik daralmasının tüketim alışkanlıkları üzerindeki etkileri, ek gelir yaratma arayışı, çevre duyarlılığının artması gibi motivasyon faktörleri etkili oldu. Ev ve araba gibi temel varlıkların kullanılmayan kapasitelerinin paraya çevrilmesi Paylaşım Ekonomisini harekete geçirdi. Bu ekonomide kişiler “iş sahipleri”ne, klasik anlamda bildiğimiz “iş” ise bir “Gelir Akışı”na dönüşüyor. Tabii ki bazı girişimcilerin ortaya çıkıp kişiden kişiye olan bu alışverişi internet üzerinde düzenlemeleri ve aradan para kazanmaları söz konusu.

KİŞİDEN KİŞİYE EKONOMİ
Paylaşım ekonomisinin yıldızlarından Airbnb, 2008 yılında kişilerin evlerinin bir odasını veya tamamını kısa süreli kiralamasına aracılık etmek üzere kuruldu ve altı yılda yaklaşık 10 milyar Dolar değerinde bir şirket oldu. Şu anda şirketin değeri bazı büyük otel zincirlerini geçmiş durumda. Şirketin çok hızlı büyümesinin arkasındaki önemli bir neden, geleneksel işler gibi yatırım ve inşaat yapım ihtiyacının olmaması idi. Bu evlerde kalan misafirlerden bazıları geri dönüp kendi evlerini kiraya veriyorlardı. Şirkete göre 11 milyon kişi onların sistemini kullanarak kalacak bir yer buldu. Misafirlerin %10’unu da iş için seyahat eden kişiler oluşturuyordu. Bir Airbnb evinde kalmanın otelde kalmaya göre bir fiyat avantajı olduğu gibi, aynı zamanda lokal bir deneyim yaşama farkı da var.
Paylaşım ekonomisinde ön plana çıkan bir başka alan araba kullanımının paylaşımı. Burada da Über ve Lyft gibi aktörler var. Bunlardan Über İstanbul’a da geldi. Bu işin nasıl gelişeceğini merakla izleyeceğim. Çünkü geçmişte buna benzer girişimler hem vergi sorunlarından, hem de taksi kotasının dışında çalıştığından Korsan Taksi olarak yaftalandı.

Paylaşım ekonomisinde kişiden kişiye ilişkiler söz konusu olduğundan güvenilirlik çok önemli. Güvenilirliğin ölçütü de kişilerin itibarı. Burada iş yapan kişiler bir değerlendirme puanı alıyorlar ve bu puanların ortalaması o kişinin güvenilirlik reytingini oluşturuyor. Bu düşükse, hizmeti veren için de alan için de iş yapmak zor. Nitekim Airbnb operasyonunda geçmişte bu güveni suistimal eden olaylar yaşandı. 2011’de bir misafir kaldığı evde hırsızlık yaptı. Şirket bu zararı karşıladığı gibi bu gibi olaylar için 1 milyon Dolarlık bir sigorta oluşturdu.

ENGELLERİ KALDIRIN
Paylaşım ekonomisinin toplum için faydalı olduğu, dünyada gördüğü büyük ilgi ve hızla büyümesinden belli, ancak düşmanları da yok değil. Özellikle otel zincirleri, onlar için çalışan lobi grupları, ve şehirlerdeki taksiciler şiddetle karşılar. New York bir mevzuat hükmüne dayanarak 30 gün altındaki ev kiralamalarını yasakladı. Berlin kısa vadeli kiralamaları izne bağladı. Brüksel, Über’e şehirde faaliyet göstermemesini söyledi.

Karşıtlar bu iş modelinin yasal olmayan faaliyeti teşvik ettiğini, ve kayıtlı işletmelere müşteri kaybettirdiğini savunuyorlar. Bu yolla mevcut mevzuatın etrafından dolaşıldığı iddia ediliyor. Eğer bu hizmetler ile mevcut mevzuat arasında bir uyumsuzluk varsa, öte yandan bunlar topluma faydalı hizmetler ise ve yasalara karşı gelerek kâr etme amacını gütmüyorlarsa, bu durumda belki de yıllarca önce yapılmış ve sınırlı bir grubu koruyan mevzuata bakmak gerekir. Pazarı ve rekabeti sınırlayan bu tip mevzuat gerçekten gerekli ve günün gerçeklerine uygun mudur? Yoksa faydalı ömrünü doldurmuş mudur?

Paylaşım ekonomisi mikrogirişimciler yaratır, kullanılmayan kaynakları ekonomiye kazandırır, kişilere gelir akışı yaratmak için altyapı gerektirmez, çevreye olan zararı azaltır, zaman ve para kazandırır, ve müşteri deneyimini zenginleştirir. Paylaşım ekonomisi teknoloji yoluyla deregülasyondur. Yasaklamak değil topluma kazandırmak gerekir.

“Paylaşım ekonomisi mikrogirişimciler yaratır, altyapı gerektirmez, ve kullanılmayan kaynakları ekonomiye kazandırır.”

Ali Özgenç
Keiretsu Forum Türkiye
YK Üyesi
ali@algoritmaconsulting.com