Ali_Ozgen_1Yönetim inovasyonu dünyada en az ve en geç el atılan inovasyon alanlarından biri. Dünyada birçok konuda inovasyon olurken “Yönetim” konusu neredeyse 1950’lerde kurgulandığı şekliyle duruyordu. Son birkaç yılda özellikle yönetim bilgesi Gary Hamel’in katkılarıyla konu ile ilgili güzel örnekler ortaya çıktı.

 

YÖNETİMİN MALİYETİ

 

Tabii ki “yönetici iş yapmaz yaptırır” anlayışının üzerinden çok zaman geçti. Çağdaş organizasyonlarda böyle yöneticiler kalmadı, ancak yine de yönetim konusu şirketlerin yumuşak karnı ve çok önemli bir maliyet unsuru. Özellikle de büyük şirketlerde. Bir kişinin 10 kişiyi kontrol edebildiği varsayımıyla 100.000 kişilik bir şirkette 11.111 yönetici gerekiyor. Doğrudan yönetim giderleri toplam personel giderlerinin %33’ünün üzerine tırmanabiliyor. Yani yönetim pahalı bir şey. İşte bu noktada akla, acaba yöneticiler olmadan bir şirkette işler yürür mü gibi bir soru geliyor. Olur mu öyle şey demeyin. Başlangıçta ütopik gibi görünen bu modelleri uygulayıp çok başarılı olmuş şirketler var.

 

Bu konuda bildiğim ilk örnek yıllar önce karşıma çıktı. Brezilyalı Ricardo Semler endüstriyel ürünler üreten aile şirketini 34 yaşında babasından devraldığında şirket batmaya yakındı. Semler bir yönetim demokrasisine dönüştürmek istediği şirkette yöneticileri devreden çıkarttı. Statü sembollerini yok etti. Kendi ünvanını CEO’dan Danışman’a çevirdi. Bilgi şeffaf bir şekilde paylaşılıyor, çalışanlar önemli kararlara katılıyor ve kimin kendilerini yöneteceğine kendileri karar veriyorlardı. Semco, dünyanın her tarafından ziyaretçi çeken başarılı bir şirket oldu.

 

Türkiye’de az bilinen W.L.Gore şirketinin kurucusu Bill Gore, sürdürülebilir kârlılık ve insani değerlere sahip şirketini kurmak için 1958’de Dupont’tan ayrıldı. Hiyerarşisi, organizasyon şeması, yöneticileri ve ana işi olmayan W.L.Gore şirketi yönetim inovasyonunda bir deneme olarak tasarlandı. Gore başta dağcı, astronot, ve askerlerin kullandığı Gore-Tex giysileri olmak üzere suni kan damarları, hidrojeni elektriğe dönüştüren yakıt hücreleri, Glide diş ipi, Elixir gitar telleri gibi 1000 civarında inovatif ürün geliştirmiş. Kurulduğu 1958 yılından beri sürekli kâr eden şirketin üç milyar Dolar cirosu, 9000 çalışanı ve dünyanın 30 noktasında operasyonları var. W.L.Gore aynı zamanda Fast Company dergisi tarafından ABD’nin en inovatif şirketi seçildi. Şirkette yalnızca çalışanların oyuyla seçilen CEO’nun ve bilinen destek fonksiyonlarının liderlerinin ünvanları var. Liderler çalışanların kimi takip etmek istediklerine bağlı olarak ortaya çıkıyorlar. Liderlerin yetkisi takipçileri olmasından geliyor. Tabi liderlerin rolleri de klasik rolden farklı. Liderler daha çok, kültürün bir sistem olarak iyi uygulandığından, takımların iyi çalıştığından, en iyi fikirlerin yüzeye çıktığından emin olmak istiyorlar. Hangi projelerin yapılacağı konusunda liderlerin takımlarını ikna etmeleri gerekiyor. Her çalışan 20-30 iş arkadaşı tarafından değerlendiriliyor ve tanıdığı 20-30 iş arkadaşını değerlendiriyor. Yani çalışanların bir tek patronu yok, herkes patron! Çalışanların kaçta gelip kaçta gittiğine değil, katkılarına bakılıyor. Takım arkadaşlarının baskısının, yönetici baskısından çok olduğunu söylemeye gerek yok.

 

KENDİNİ VE BİRBİRİNİ YÖNETME

 

Morning Star dünyanın en büyük domates işleyicisi olan bir şirket. Morning Star’da da Gore’dakine benzer bir yönetim modeli uygulanıyor. Kimsenin bir yöneticisi yok. Her çalışan aynı zamanda bir yönetici. Ünvanlar ve terfi yok. Şirkette ilerleme, doldurulan kutu ile değil, yetkinlikler ve kişisel itibar ile ilgili. Herkes kendi misyonunu gerçekleştirmek için gerekli eğitimi, kaynakları ve iş birliğini sağlamaktan sorumlu. Yönetim kademesinin olmamasından gelen tasarrufun bir kısmı çalışanlarla paylaşılıyor. Böylece çalışanlar diğer şirketlere göre %10-15 fazla para alıyorlar.

 

Dünyanın en büyük ayakkabı perakendecisi Zappos, bu yılın başında yönetim fonksiyonunu takımlara bırakan bir sisteme geçti. Dünyanın en büyük buzdolabı üreticisi Çinli Haier de Morning Star örneğinden etkilenerek benzer bir modeli küçük çapta denemeye başladı. Bu model yönetim işini yok etmiyor. Yalnızca herkesi yönetimin bir parçası yapıyor ve bazı katmanları kaldırıyor. Avantajları düşük maliyet, daha fazla insiyatif, uzmanlık ve esneklik; daha yakın ilişkiler; ve daha iyi kararlar. Dezavantajları ise uyum zorlukları, hesap verebilirlikte zorluklar ve kişisel ilerleme sorunları. Paylaşılan liderlik yaklaşımı büyük şirketlerin inovasyonu süren belli bölümlerinde denenebilir. Bunun için öncelikle doğal liderlerin ortaya çıkmasına fırsat verilmesini ve yöneticilerle diğerleri arasındaki farkların azaltılmasını önerebilirim.

 

Ali Özgenç
Keiretsu Forum Yönetim Kurulu Üyesi
ali@algoritmaconsulting.com
“Liderliğin tanımlanmış hiyerarşilerin ötesinde doğal hiyerarşiler yoluyla paylaşılması şirketleri başka bir başarı boyutuna taşıyabilir.”