Keiretsu Forum Türkiye: Merhabalar Aytül Hanım, öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Prof. Dr. Aytül Erçil: 1975 yılında Robert College, 1979 yılında da Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği ve Matematik bölümlerini bitirdikten sonra Amerika’daki Brown Üniversitesine doktoraya gittim. Orada uygulamalı matematik bölümünden 1980 yılında master, 1983 yılında da doktora aldım. 5 sene General Motors firmasının Araştırma Laboratuvarında çalıştıktan sonra 1988 yılında Boğaziçi Üniversitesine öğretim üyesi olarak Türkiye’ye geri döndüm. 13 sene Boğaziçi Üniversitesin ’de kaldıktan sonra 2001 yılında emekli olarak Sabancı Üniversitesine geçtim. 13 sene de Sabancı Üniversitesin ‘de öğretim üyeliği yaptıktan sonra 2014 yılında da Sabancı Üniversitesin’den ayrılarak Ceyhun Burak Akgül’le birlikte kurduğumuz yeni girişimimiz olan Vispera A.S.’ye geçtim.
KFT: Siz Girişimci Akademisyen olarak tanımladığımız gruba giriyorsunuz. Akademisyen kişiliğinizin girişimcilik ile tanışması tam olarak ne zaman ve nasıl oldu?
A.E : Girişimciliğe 1997 yılında Boğaziçi Üniversitesin’de başladım. Biz epey bir uygulamalı çalışma yapıyorduk ancak anahtar teslim ürün haline gelmediği için sanayi tarafından uygulamaya geçirilemiyordu. Bunun üzerine 2 mezun öğrencimle birlikte Vistek Ltd. İsimli bir şirket kurduk. Ancak o yıllar Türkiye’de yüksek teknoloji bir firma yaratmak için çok erkendi. Genelde bizden demo istiyorlar, fizibilitesi görüp, fiyatımızı yurtdışı firmalarla pazarlık için kullanıyorlardı. Bunun üzerine uluslararası projelerde yer almaya başladık. 9 yıl boyunca İtalyan’larla çalıştık, onlara teknoloji ürettik. Bu arada ‘Uluslararası Başarı Ödülü’, ‘Eureka Success Story’ gibi çeşitli ödüller aldık. 20016 yılında Sabancı Üniversitesi Inovent isimli kuluçka merkezini kurunca Vistek’e ortak olmak istedi. Vistek Ltd.’i kapatıp, Sabancı Üniversitesinin de ortaklığı ile Vistek A.Ş.’yi kurduk ve hızlıca büyümeğe başladık. 2009 yılında ‘machine vision’ konusunda Avrupa’da 1 numara, dünyada da 3. Konumda olan Alman ISRA Vision AG, Vistek’e ortak olma talebiyle bana geldi ve %49 hisse ile Vistek’e ortak oldu. 2010 yılında Teknoloji ödüllerinde finale kaldık, 2013 yılında Deloitte Fast 50’ye seçildik, ben Türkiye’nin kadın girişimcisi seçildim. 2013 yılı sonunda Vistek’in geri kalan hisselerini de ISRA Vision AG’ye satarak şirketten ayrıldım. 2014 yılı basında da Vispera’yı kurduk.
KFT: Geçmişteki girişimcilik tecrübelerinizi biraz paylaşır mısınız?
A.E :Ben Vistek’i kurduğum dönemde Türkiye’de girişimcilik ekosistemi yok sayılabilecek bir düzeydeydi. Melek yatırımcılık, risk sermayesi konularında hiçbir faaliyet yoktu. Ayrıca yüksek teknoloji konusunda startup düzeyinde firmalar da mevcut değildi. Türkiye’den iyi bir yüksek teknoloji ürün çıkacağına dair güven eksikliği vardı, teknolojik ürünlerin genelde yurt dışından ithal edilmesi gerektiği yönünde kanaat hakimdi. Bu yüzden de çok zorlandık. Maddi imkansızlıklardan dolayı uzun sure ürün çıkartamadık, proje yapmak zorunda kaldık. ISRA Vision AG’nin ortaklığı sonucunda şirkete nakit girince ürüne odaklandık, bardak kalite kontrol sistemi, afla toksinli incirleri ayıklama makinesı, zeytin ayıklama makinesı gibi farklı ürünler ürettik.
En büyük zorluğu büyük firmalarda yaşadık. Biz proje sözleşmesindeki tüm şartları yerine getirmemize rağmen ödemelerin vaktinde yapılmaması bizi çok zorladı. Sonuçta başarılı olmamızdaki en önemli etken çok iyi bir ekip kurmuş olmamızdı. Bu ekip sayesinde dünya çapında rekabet edebilecek ürünler geliştirdik. Ancak böyle bir ekibi kurmak ve devamlı motive tutmak da oldukça zorlayıcı bir konu.
KFT: Şu anda kurucusu olduğunuz ve Keiretsu Forum Türkiye Melek Yatırımcılarından da yatırım almış olan Vispera girişiminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
A.E : Vispera perakende alanında görüntü işleme / makina öğrenmesi yöntemlerini kullanarak çözüm üreten bir firma. Perakende alanında rafların takibi (out of stock denilen bulunmayan ürünlerin tespiti, plan gram uyumu denilen ürünlerin rafta dizilişlerinin kontrolü, raf paylarının hesaplanması vb) konusunda bir çözüm ürettik. Bu konu dünyada da rekabetin çok az olduğu ve görüntü işleme teknolojisinin en zor uygulamalarından biri. Sektörde de çok ciddi bir talep olduğunu görüyoruz. Şu an Unilever, Ulker, Coca Cola gibi üretici firmalarla, Migros, Carrefour gibi perakendecilerle ve Ipsos gibi Pazar araştırma firmaları ile yurt içinde ve yurt dışında projeler gerçekleştiriyoruz. En son Pepsico’nun Nielsen ile birlikte gerçekleştirdiği Pepsico Insight Challenge yarışmasında ödül aldık.
KFT: İlk defa Türkiye merkezli bir girişim, Vispera ABD’lİ melek yatırımcılardan ciddi bir yatırım aldı. Bu konudaki tecrübelerinizi ve Keiretsu Forum Melek Yatırımcı Ağı ile bu süreçte yaşadıklarınızı bizimle paylaşır mısınız?
A.E : Geçmişteki ‘exit’ deneyimimizden dolayı ve mevcut ürünümüzün dünya çapında bir şirket yaratma potansiyelinden dolayı birçok yatırımcı firma bize yatırım yapmak istedi. Ancak biz yatırım sürecinde sadece maddi bir destek değil, bizim eksik olduğumuz konularda bize destek verecek, hızlı büyümemize yardımcı olacak bir yatırımcı veya yatırımcılar grubu ile stratejik bir ortaklık istiyorduk. Keiretsu’yu da bu yüzden tercih ettik ve bu seçimden dolayı çok memnunum. Dünya çapında bir şirket olma stratejimizin önemli bir başlangıcı olarak da yatırımın bir kısmını yurtdışından almayı hedefliyorduk. Keiretsu bu açıdan da bizim için stratejik bir partnerdi. Keiretsu pasifiğin Vancouver, Seattle, East Side, Washington ve Portland’ı içeren yatırımcı buluşmalarına katıldık. Bu 5 farklı şehirdeki yatırımcılarla buluştuk, Vispera’yı anlattık. Bu bölgede bugüne kadar Amerika dışında hiç yatırım yapmamışlar. Kanada’ya bile yatırım gerçekleşmemiş. Gerek Türkiye’de, gerekse de çevremizdeki ülkelerdeki son zamanlardaki gelişmeler dolayısı ile çok çekinceli yaklaştı birçok yatırımcı ama sonunda yatırım kararının çıkması bizi çok sevindirdi ve motive etti.
KFT: Yatırım süreçlerini tecrübe etmiş bir girişimci olarak yatırım arayışındaki girişimcilere tavsiyeleriniz var mı?
A.E :Yatırımcının ana hedefi belli bir sure sonra şirketin ciddi bir değer artısına erişip başka bir şirkete satılması.
Bu yüzden de girişimcinin şirketi, ekibi, pazarı çok iyi anlatması lazım. Şirketin büyüme ve satılma potansiyeline yatırımcıyı ikna etmesi lazım. Potansiyel yatırımcıları da iyi inceleyip hangi tur firmalara yatırım yapmışlar, o firmalarda nasıl bir fark yaratmışlar değerlendirmeleri lazım. İdeali girişimcinin kendisine en fazla katma değer sağlayacak yatırımcıyı seçebiliyor olması.