“Gerçek liderler işleri dikiz aynasına bakarak değil, ileri bakarak yönetirler.”
İnovasyon şirketlerin her şeyden önce hayatta kalmasının, iyi iş sonuçları alarak büyümesinin ve değer kazanmasının kaldıracı haline geldi. Öte yandan araştırmalara göre birçok tepe yöneticisi kendilerinin inovasyonu harekete geçirme becerilerinden memnun değil. Bunun önemli bir nedeni okullardan başlayarak yöneticilere öğretilenlerin ve beklenti olarak önlerine konulanın, mevcudu koruma ve marjinal olarak ileri götürme üzerine şekillenmiş olması. Eski deyimle yönetim işine “idare”, yöneticiye de idareci denilmesi de buradan kaynaklanıyor. Yani gemiyi dengede tutarak, kayalara çarptırmadan ilerletme sanatı. Buna bir de insan doğasının bir yansıması olarak ve de toplumun da güdülemesiyle liderlerin kendi kariyer hedeflerini ön plana çıkarması eklenince ortaya miyop bir liderlik profili çıkıyor.
Şirketleri İyi Yönetim Öldürdü
Yale Üniversitesi’nden William Deresiewics şunları söylüyor: “Uzun süredir yalnızca rutini sürdürmeyi bilen, soruları cevaplayabilen ancak sormasını bilmeyen, hedefleri gerçekleştirebilen ancak hedef oluşturma vizyonu olmayan, işleri yapmaya odaklanan ama onların yapmaya değer olup olmadığına bakmayan liderler eğitiyoruz.” Durum bu kadar vahim olmayabilir ama bürokrasilerin yöneticileri manevra yaparak sistem içinde fazla risk almamaya, üstlerini memnun etmeye ve bu şekilde ilerlemeye ittiği bir gerçek. İlginç bir şekilde mevcudu yönetme işini çok iyi yapan önemli ve büyük birçok şirket bugün ortada yok veya eski ihtişamlı günlerinden uzaktalar. İnovasyon bilgesi Clayton Christensen’in “şirketleri kötü yönetim değil iyi yönetim öldürdü” demesi de bundan. Tabi bilinen şekliyle iyi yönetim.
İngilizce “business as usual” denilen işlerin yapılageldiği şekil alışılageldik yönetimi, o da mevcudu koruma dürtüsünü getiriyor. Sorun şu ki, işleri mevcut sistem içinde yapmaya çalışmak artık yeterli değil. Bugün perakende, seyahat, sigorta, sağlık, emlak, eğitim, telekom, tüketici bankacılığı gibi sektörler yıkıcı inovasyona tamamen açık durumda. Bize birşey olmaz demek hüsnükuruntudan ibaret. Bu sektörlerde dışardan veya sektör içinden kim oyunun kurallarını değiştiren radikal inovasyonlara imza atarsa ciddi avantaj yakalayacak. Bu önemli bir maliyet avantajı da olabilir rekabeti anlamsız kılan başka bir avantaj da.
Statükoyu Sarsma İhtiyacı
İşlerin yapılageldiği şekilden sıyrılıp bugün hayatta kalabilecek ve geleceği yaratabilecek kapasiteye gelmek gerçek liderlik modeline geçmekle mümkün. Gerçek liderlik ise sistemi dönüştürmekle ilgili. Liderlerin sistemi dönüştürebilmesi için öncelikle liderlik anlayışının mevcudu sürdürme ve artımlı iyileştirme yapmaktan, mevcudu sorgulamaya doğru dönüşmesi lazım. Çünkü şirketi uyandırmak ve tehlikelerden korumak için statükoyu sarsmak bugün artık bir ihtiyaç. Açıkçası liderlik konusunda da inovasyona ihtiyaç var.
Gerçek liderlik, en başta liderin inandığı ve gerçekleştirmeye çalıştığı bir vizyon ortaya koyma ve ona doğru çalışma ile başlar. Gerçek liderler kaf dağının ardında değildir. Onlara kolay ulaşılır. Hiyerarşiyi önemsemezler. Meritokrasiye yani liyakata dayalı ağ yapılarına inanırlar. Ekiplerinde her seviyede liderlerin ortaya çıkmasına, insiyatif almasına izin verirler. Ortaya çıkan liderlerin bir ünvanı olması gerekmez. Gerçek liderlerin hataya toleransları vardır, ancak hatadan öğrenmeyi ve hatayı ilerlemede bir sıçrama taşı yapmayı iş haline getirirler. Gerçek liderler işleri dikiz aynasına bakarak değil, ileri bakarak yönetirler.
Gerçek liderler inovasyonu liderlik stillerinin merkezine koyarlar. Düşünce tarzları bilinenin ötesine dönüktür. Problemlere değil, problemin arkasındaki fırsatlara odaklanırlar. Yaratıcılığa mutlaka prim verirler. Onları harekete geçiren, şirketlerini ileri götürecek şekilde fark yaratmaktır. Kişilerdeki potansiyeli görür, sahiplenmeye değil paylaşmaya ve birlikte yaratmaya odaklanırlar. Ünvanlarıyla değil, ilham vererek saygı kazanırlar. İnovatif liderlerin içinde olduğu organizasyonlar, ilk hareketi verildikten sonra giderek hız kazanan ve çıktısı büyüyen bir devridaim makinesi gibidir.
Dünyanın en büyük yatırım hizmetleri şirketlerinden Charles Schwab’ın CEO’su Walt Bettinger çalışan veya müşteri grubundan biriyle karşılaştığında onlara “benim işimi yapıyor olsaydın neye odaklanırdın” diye soruyor. Çalışanlarından her ay “Düzgün gitmeyen nedir?” sorusuna cevap veren “Acımasızca Dürüst Raporlar” alıyor. Dikkatine önemli bir konuyu getiren birkaç çalışanı her yıl merkeze davet edip onlarla görüş alışverişinde bulunuyor. Üç yıl üstüste dünyanın en inovatif şirketi seçilen Salesforce.com’un liderleri zayıf stratejik işaretleri yakalamak için global “dinleme turları”na çıkıyorlar. Şirkette ayrıca en tepeye 24 saat şirkette yolunda gitmeyen işlerle ilgili erken işaretleri iletebilmek için bir chat grubu kurulmuş!
Liderlikte inovasyon yapabilmek ve yüceltilmiş pozisyonunuzun gereklerini yerine getirmek için, yüceltilmiş pozisyonunuzdan sıyrılmanız gerekiyor.