[vc_row][vc_column][vc_column_text] “İletişim ve iş birliği inovasyonu besler. İnovasyon da başarı için elzemdir.

İnovasyon için en önemli iki faktör nedir deseler, iletişim ve iş birliğidir derim. İnovasyon önemli ve inovasyon iş birliği gerektirir. İş birliği de açık, samimi iletişim gerektirir. Bilgi ve uzmanlık paylaşımı hem şirket başarısını hem de bireysel başarıyı üst düzeye taşır.

İnovasyonda yalnız mucit devri bitti, tabi eğer öyle bir devir vardıysa. Edison 1800’lerin sonunda ampül üzerinde çalışırken 50 kişilik bir laboratuvarı vardı. Ampulün genel konsepti ve içine giren birçok parça da zaten bulunmuştu. O zamanın kısıtlı iletişim olanaklarıyla dahi inovasyoncular var olan bilgiye erişip değerlendirebildiler. Bugün iletişim ve bilgi paylaşımı teknolojinin de yardımıyla üst düzeyde. Ancak bir kişinin inovasyon yapması eskisinden çok daha zor. Çünkü bugün çözmek durumunda olduğumuz problemler geçmiştekilere göre çok daha komplike. Basit işler artık makinelere kaldı. Problemlerin bu karmaşık yapısı da onları çözebilecek bilginin birçok uzmanda dağınık bir şekilde bulunmasına yol açıyor. Bu nedenden hem ortalıktaki bilgi ve fikirlerin hem de onları taşıyan insanların bir araya getirilmeleri gerekiyor. Bugün iş birliği oyunun adı olmuş durumda.

BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR

Bilgi enteresan bir şey. Birçok şey paylaşıldıkça azalır. Bilgi azalmıyor. Çoğu zaman da bilgi alışverişinden iki kişide olan bilginin de ötesinde bir şey çıkıyor. Silikon Vadisi’nin birçok inovasyonun kaynağı olması da bu nedenden. Çünkü yüksek teknolojinin birçok yönüne hakim insanlar orada toplanmış durumda. İnovatif olmak isteyen şirketlerin de iletişimi baştan sona işin odağına almaları önemli. Teknoloji bu konuda ciddi bir yardımcı. Örneğin IBM kendi çalışanları arasında Facebook benzeri Sosyal Mavi adlı bir global iç platform kullanıyor. Çeşitli konularda uzman olan kişiler bu platforma kendi profillerini koyuyorlar. Böylece bir proje yürütmek isteyen hangi konuda kime başvuracağını biliyor. Kurumsal sohbet uygulaması Slack, video konferans uygulaması Zoom, takımlar için proje takip uygulamaları Asana ve Trello da iyi örnekler.

İnovasyon, insanlarda fikir ve teknoloji çağrışımı yapıyor. Oysa inovasyon öncelikle insanların zor problemleri çözmek için bir araya gelmesiyle olur. Bazı problemlerde inovasyon için iş birliği, çalışanlardan müşterilere, iş ortaklarına, çözüm sağlayıcılara kadar uzanıyor. Hep birlikte öğreniyor, iş birliği yapıyor  ve geliştiriyorlar. Meşhur TED konuşmalarının küratörü Chris Anderson, insanlığın ilerlemesindeki her anlamlı unsur, yalnızca insanlar fikirleri paylaştığı ve sonra da onları gerçekleştirmek için iş birliği yaptığı için ortaya çıkmıştır diyor.

İnovasyonları gerçekleştirmek için iletişim ne kadar şart ise, inovasyonların yaygınlaştırılması ve topluma maledilebilmesi için de o derece önemli. 1850’lerde Viyana’da doktor olan Ignaz Semmelweis baktığı koğuştaki yüksek ölüm oranını ciddi bir el yıkama kuralı ile neredeyse yok etti. Ancak Semmelweis yaptığı çalışmaların iletişimini yapmayı değerli bulmadığı için Louis Pasteur ve Robert Koch gibileri hastalıkların mikrop teorisini oturtana kadar başka yerlerde milyonlarca insan ölmeye devam etti.

SOSYAL BECERİLER ÖN PLANDA

İnovasyon sosyal bir süreç olduğu için inovatif organizasyonlarda duygusal zeka, kişiler arası iletişim gibi sosyal beceriler de ön plana çıkıyor. Nadir bir beceri olan dinlemek de bunlardan biri. Maalesef şirketler kötü dinleyicilerle dolu ve bunun da şirketlere bir bedeli var. Yunan filozof Diyojen, daha çok dinleyelim ve daha az konuşalım diye iki kulağımız ve bir dilimiz var demiş. Bütün inovasyon programlarında iyi dinleme, diğerlerinin görüşlerini anlama ve değer verme, ciddi fark yaratır. Şirketlerdeki inovasyon hikayelerinin anlatılmasının teşvik edilmesi ve paylaşılması inovasyon kültürünü sağlamlaştırır. Çalışanlardan geri bildirim almak ve bunu şirket içinde şeffaf bir şekilde paylaşmak da hikayelerin ilgi çekici olmasını sağlar. Tabii ki paylaşılan hikayelere başarısızlıklar da dahil olmalı. Özellikle girişimci ekosisteminde bu iyi anlaşıldığı için Başarısızlık Haftaları yapılıyor. Unutulmamalı ki, her başarısızlık başarıya götüren bir sıçrama taşıdır.

Zannedilenin aksine, inovasyon yapmanın en zor noktası fikir üretmek değil, onları hayata geçirmek. Özellikle büyük şirketlerde yerleşik bir sistem yoksa birçok hendekten atlamak gerekebilir. Burada da bir fikri yukarı satma becerilerini bilemek ve sponsor bulmak, yani iş birliğini katmanlar arasına taşımak kritik bir nokta. Fikri satın alan bir müttefik lider, diğerlerine çok daha kolay satar.

İnovasyonun sosyal bir süreç olarak yaşandığı şirketlere güzel bir örnek Google. Orada birçok kural olmasına rağmen oldukça demokratik bir sistem sözkonusu. Çalışanların fikirlerini öncelikle diğer çalışanlar değerlendiriyor ve zenginleştiriyor. Bu süreçte daha çok oy alıp yukarı tırmanan fikirlerin geliştirilmesi için insanlara şans veriliyor.

İletişim ve iş birliği sonuçları nasıl etkiler? İnovasyonu besleyerek. İnovasyon da başarı için elzemdir.

Ali Özgenç

ali@algoritmaconsulting.com

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]