“Mağazacılığın gelişimi, online alışverişin avantajlarını fijitalle aşmakta yatıyor.”

Başlıkta bir yazım hatası yok. Fijital, fiziksel ile dijital sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş bir türetilmiş kelime. Fiziksel ve dijital dünyalar birbirine yaklaşıyor, aradaki çizgi bulanıklaşıyor diyorduk. Bu iki dünya içiçe girmeye başlayınca birileri çıkıp bir isim koydu. Dijital devrim, gerçek dünyada yapılan olabildiğince çok faaliyeti alıp dijitalleştirme çabasıyla başladı. Ancak bugün tam tersine bir trend güç kazanıyor. Sanal dünya gerçek hayatın içinde kendini gösteriyor.

AKILLI MAĞAZALAR

Fijitalleşmenin en çok kendini gösterdiği yer elbette perakende. Alışveriş yapma şeklimiz değişiyor. Web siteleri giderek fiziksel mağazalara yaklaşmaya çalışırken, fiziksel mağazalar da dijital dünyayı mağaza içine getiriyorlar. Bir süre öncesine kadar bu fiziksel mağazalar yok mu olacak acaba derken birden insanları buralara çeken örnekler ortaya çıkmaya başladı. Bunlara “Akıllı Mağazalar” da denilebilir. Giysi mağazaları internetten alışverişten önemli ölçüde etkilenmişlerdi. Şimdi fijitalleşme konusunda inovatif adımlar atan mağazalarda örneğin interaktif akıllı aynalar var. Bu aynalar sizin görüntünüzün üzerine çeşitli giysileri oturtabiliyorlar. Böylece deneme kabinine girmeden giysinin üzerinizde nasıl duracağı konusunda bir fikir edinebiliyorsunuz. Yani bir cins sanal deneme kabini. Dahası, değişik renkleri de giyip çıkarmadan deneyebiliyorsunuz. Hatta o anda mağazada olmayan ürünleri de! Satışı teşvik eden bir avantaj da aynanın, almak istediğiniz ürün ile kombinler oluşturacak diğer ürünleri önermesi. Böylece müşteri de bir stil danışmanlığı aldığı için memnun oluyor. Tabi sanal giysi üzerinizdeyken fotoğrafınızı sosyal medyada paylaşıp arkadaşlarınızdan fikir de alabilirsiniz. Personelden tasarruf sağlaması da diğer bir faydası. Bu tip interaktif ekranlar sayesinde bütün ürünleri mağazada stoklamak da gereksiz. Beğendiğiniz ama o anda stokta olmayan bir ürün, mağazadaki ekrandan siparişle evinize teslim edilebilir. Bu da mağaza alanından yani kiradan tasarruf sağlıyor.

Nike mağazaları, öne çıkarmak istediği ayakkabının üzerine koyduğu ekranlarla size ürün hakkında çeşitli bilgiler veriyor, ürünle ilgili videolar döndürüyor. Sanıyorum bu ekranlarda belli interaktivite de var. Amaç müşteriye zengin bir alışveriş deneyimi sunmak. Bir zaman önce Simit Sarayı’na danışmanlık yaparken menü tahtaları yerine hem menü hem de videoların döneceği büyük ekranlar önermiştim. O dönemde böyle birşey yoktu. Geçen zaman içinde birçok hızlı-gıda şirketi de bu modeli kullanmaya başladı.

PERAKENDENİN GELECEĞİ

Perakendede fijitalleşme çeşitli teknolojilerin kullanımıyla gerçekleşiyor. Bunlardan biri “beacon” teknolojisi. Beacon’lar düşük enerjili bluetooth kullanan işaretçiler. Mağazada tek bir reyon gibi küçük alanda kullanılabiliyorlar. Eğer izin verirseniz perakendeci alışkanlıklarınızı izleyip size doğru yer ve zamanda bir teklif yollayabiliyor. Bir başka teknoloji Yüz Tanıma. Bu Sadakat Kartlarını demode edecek bir şey. Mağaza kartları, kasaya gelindiğinde, çok geç bir noktada ortaya çıkıyor. Oysa bu sistemle mağazaya girdiğiniz anda yüzünüz tanınıp kişiye göre hizmet vermek mümkün. Ayrıca yüzünüzden duygusal bir okuma yapıp ne zaman canınızın sıkıldığını anlamak da. Robot asistanlar, henüz sınırlı da olsa kullanılan başka bir teknoloji. Sizi aradığınız malların olduğu reyona götürme, kendisi yetmediği noktada gerçek bir insanla video görüşme başlatma gibi özellikleri var. Aynı zamanda envanteri takip edip tedarik işlemi başlatmaları da mümkün.

Fijital trendinde belki en çarpıcı gelişmelerden biri aldığınız ürünlerin otomatik olarak hesabınıza geçmesi, yani kasasız mağazacılık. Bunun bir önceki aşaması şu anda Türkiye’de süpermarketlerde uygulanan insansız kasa uygulaması. En azından kendi gözlemlerime göre bu sistemlerin çok iyi çalıştığı söylenemez. Apple mağazalarında kasasız bir uygulama var ama yine bir personel mağazanın herhangi bir yerinde size yardım ediyor. En gelişmiş kasasız mağaza uygulaması ise ABD’de deneme boyutunda başlatılan Amazon Go. Burada uygulamayı telefonunuza indirdikten ve kayıt olduktan sonra istediğiniz ürünleri alıp yürüyüp çıkıyorsunuz. Fatura Amazon hesabınıza geliyor. Gerçek bir insansız market!

Deneyim zincirinin diğer ucunda ise Çinli AliBaba’nın başlattığı ve “Yeni Perakende” olarak adlandırdığı Hema Süpermarketleri var. Bunlar o derece başarılı ki Çin’de insanlar bu marketlerin olduğu bölgelere taşınmaya başlamışlar. Sanal market alışverişinin kuyruğa girmeme, ürünleri taşımama gibi kolaylıkları var. Ama bazen insanlar aldıklarını seçmek isteyebilir. Evde teslimatı beklemek de kolay değil. Hema marketlerinde girdiğiniz andan başlayan bir dijital deneyim var. Ürünleri telefonla taratıp detaylı bilgi alabilirsiniz. Aldıklarınızı orada pişirtebilir veya 30 dakikada evinize yollatabilirsiniz.

Geleceğin mağazası, müşteriye yüksek teknolojiyle dokunan ve sarmalayan bir deneyim merkezi olma yolunda. Mağazacılığın gelişimi, online alışverişin avantajlarını fijitalle aşmakta yatıyor.

Ali Özgenç
ali@algoritmaconsulting.com