Günümüzün en moda laflarından birisi de Endüstri 4.0, yada Dördüncü sanayi devrimi. Bu tanım hemen hemen her yerde kullanılıyor. Tam olarak da anlaşılmadığı için yerli yersiz kullanımı da çok(Geldi, geliyor eyvah geç mi kaldık şeklinde). Tanım çok havalı bir şekilde dilimize girmiş durumda.

Birinci sanayi devrimi (1.0), su ve buhar gücünü kullanan mekanik üretim sistemleri olarak adlandırıldı. İkinci sanayi devriminde (2.0),  elektrik gücü kullanılarak seri üretime geçildi. Üçüncü sanayi devrimi (3.0), dijital devrim olarak tanımlandı. Elektroniğin kullanımının artması sonucu ve ‘Bilgi Teknolojileri’nin gelişmesiyle üretim tamamen otomatikleşti. Dördüncü sanayi devrimini (4.0) ‘Bilişim Teknolojileri’ ile endüstri faaliyetlerinin kusursuz bir ahenk  icinde çalışması olarak tanımlayabiliriz.

Yeni nesil yazılımlar ve donanımlar hayatımıza girdi. Düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve tabi ki olmazsa olmaz IOT (Nesnelerin interneti). Bu yazının konusu Endüstri 4.0 olmadığı için bu kadar açıklamadan sonra size başlığında konusu olan Yardım 4.0 hakkında bir şeyler yazmaya çalışacağım.

Nedir bu Yardım 4.0 derseniz, sanırım benim günlük popüler kültürün etkisinde kalıp ürettiğim bir kelime diyebiliriz. O zaman adını benim koyduğum bu tanımı nasıl bulduğumu anlatayım sizlere.

Geçtiğimiz cumartesi günü (17.11.18) Zorlu Holdingin sosyal bir projesi olan İMECE’nin bu dönem mezunlarını verdiği etkinlikte “Kitlesel fonlama ve sosyal girişimcilik nasıl bir araya gelir?” konulu panelde konuşma yapmamın istenmesi üzerine farklı neler söyleyebilirim diye düşündüm.

Aslına bakarsanız konuşmam istenen konuları günlük hayatımda sıkça kullandığım için özel bir hazırlık ve çalışma yapmama gerek olmadan da son derece rahat bir konuşma yapıp çıkabilirim. Ama madem orada bir şeyler söylemem istendi, o zaman katılımcılara yeni bir şeyler söylemeliyim ki ben de yaptığım işten tatmin olayım. Yoksa bildiklerini gel konuş sonra çık git olacaktı.

İki hafta önce İzmir’li bir girişimci olan Kerem Odabaşı’nı 4. sanayi sitesinde bulunan atölyesinde ziyarete gitmiştim. Konuşmamız esnasında sevgili Kerem bana şöyle dedi. Ben de yaş olarak artık kendi mi Yaş 4.0(40’lı yaşları kastederek) olarak ifade ediyorum. Ayrıca 4. sanayi sitesindeyiz atölyemizin adını da o yüzden ‘Atölye 4.0’ koyduk deyince epey gülüştük. Ben de  aklımın bir köşesine bu Yaş 4.0’ı yazdım. Sanırım bu etkilenmenin bir yansıması olarak buldum bu ‘Yardım 4.0’ terimini. Çünkü “ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir” ya, bu şekilde ki bir ifadenin daha çok dikkat çekeceğini düşünüyorum.

Son günlerin moda deyimi Endüstri 4.0’ın yardım dünyasına nasıl uyarlanacağından bahsetmeye başlamıştık? Bugün biraz yeni nesil yardımlardan bahsetmek istiyorum.

Yardım 1.0‘ı çok eski zamanlar olarak ifade ediyorum. O dönemde kişiler kendi çevrelerinde bulunan fakir halka imkanları dahilinde yardım ediyordu. Kızılay tipi kuruluşlar daha çok devlet bütçesinden (halktan çok cüzzi) ayrılan bütçelerle halka yardım ulaştırıyordu.

Yardım 2.0 bireysel yardımların devam ettiği fakat başta kurban ve ramazan bayramları olmak üzere fitre ve zekat zarfları ile kurban derisi bağışının yapıldığı THK (Türk Hava Kurumu) sayesinde alıştığımız yardım dönemi.

Bu yardım bireyler için akla çok yatkin geliyordu çünkü bağışların yüzde altmışı Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay, Diyanet Vakfı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına paylaştırılmakta. Yüzde kırkı da Türk Hava Kurumuna kalmaktadır. Bu sayede bir taşla 5 kuş vurulmuş oluyordu. Bu hala etkin bir sekilde kullanılıyor.

Yardım 3.0 ise kurumların artık kendi nam ve hesaplarına bir yardım vakfı ve dernek aracılığıyla veya kendi başlarına yaptıkları yardımlardı. Kurum çalışanları belli bir plan ve proje içerisinde belirlenen konu hakkında yıl boyunca çalışma zamanlarının bir kısmını bu yardıma vakfediyorlar. Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri olarak adlandırılan bu yardımlar günümüzde de halen oldukça yaygın.

Yardım 4.0 ise teknolojinin hayatımızda yaptığı yıkıcı değişimle beraber geldi.Yardımlar ve katkılar yakın zamana kadar ulaşabildiğimiz coğrafyalardan sağlanıyordu. Teknolojinin gelişmesi ve buna bağlı olarak alt yapının yaygınlaşmasıyla beraber önceleri telefon aracılığıyla radyo ve televizyon proğramlarında yardım toplama kampanyaları yapıldı.

GSM teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak SMS (telefondan gönderilen kısa mesaj) lerden yardım alındı. Bugünlerde cebimizde olmazsa olmazımız olan akıllı telefonlar sayesinde bir uygulama üzerinden zaman ve mekan bağımsız olarak yardım yapılabiliniyor.(Kitlesel Fonlama)

Her ne kadar yukarıda saydığım yöntemler bağışçı ile ihtiyaç sahibini bir şekilde buluşturmayı başarmış olsa da aralarında ciddi kopukluklar vardi. İste teknolojinin yıkıcı(pozitif anlamda) etkilerinden biri de kitlesel fonlama yöntemiyle istediğiniz projeyi seçebilme ve (internet sitesi veya uygulamalar aracılığıyla) yardım/bağış yapabilmenize olanak vermesi oldu.

Dilerim bu yeni nesil bağış yada Yardım 4.0 yöntemi sayesinde güzel ülkemde ki kişi başı yıllık 70TL olan ve nüfusun %12 lik kısmı tarafından yapılan yardım miktarı daha yüksek  toplumsal dayanışma oranlarına ulaşır.