Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için yaklaşık 10 senelik bir zaman kalmış olmasına rağmen, dünya üzerinde eşitsizliklerin artması, küresel iklim değişikliği, su ve diğer kaynakların bilinçsizce tüketilmesi hızla devam etmekte. Ekonomik aktivitenin tetiklediği iklim değişikliği İsrailli tarihçi Harari’nin son kitabı ‘21. Yüzyıldan 21 ders’ adlı kitabında bahsettiği gibi insanlık önündeki en büyük tehditlerden.
Buna rağmen mevcut yapılardan kaynaklanan modeller, yöntemler ve yapılar son derece yetersiz – 2030 Hedefleri’ne yönelik iş birlikteliklerinin oluşmasına engel.
Bu gidişatta Blockchain teknolojileri hükümetlerin, uluslararası kuruluşların, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekmekte. Hedeflere ulaşmakta gerekli olan eylem, şeffaflık, güven, kaynakların iyi yönetilmesi, hız ve esneklik blockchain ile mümkün.
Nasıl ve ne tip örnekler ile olduğunu incelemekte fayda var.
Finansal sisteme erişim
Dünya üzerindeki paranın yaklaşık %70’i KOBİ’ler üzerinde. Gelişmekte olan ülkelerde bunun 1/3’ü kadınlara ait KOBİ’ler. Blockchain temelli sistemler finans sistemine girişin önündeki engelleri azaltabilir; kimlik sahibi olamamaktan kaynaklı finans ve devlet hizmetlerine erişimi engellemektedir. Kripto paralar finansman yaratarak sermaye ihtiyaçlarına kişiselleştirilmiş çözümler sunuyor. Örneğin EtherLoan, gelişmekte olan ülkeler için eş düzeyler arasında kredi sağlıyor.
Bir başka örnek ise, Türkiye’den çıkan fikirle kurulmuş Further. Havayollarının yaklaşık %2,5-5 tahsilat maliyetleri aracılar üzerinden gelişen sistemde %11’e kadar çıkabiliyor ki bu gelişmekte olan ülkelerdeki havayollarının üstlenebileceği maliyetler olmaktan çok öte. Further, blockchain temelli doğrudan işleme olanak sunan uygulaması ile biletleme maliyetlerini %70’e kadar azaltabileceğini iddia ediyor ve şimdiden Afrika ve Güney Asya’dan havayolları ile çalışmaya başlamış durumda.
Bir başka örnek ise Denver merkezli start-up Bext 360. Dünya çapındaki kahve üreticilerini alıcılarla buluşturan sistem, kahveye bir kimlik oluşturarak, Stellar ağı üzerinden adil bir fiyat bulunmasını ve satın almanın gerçekleşmesini mümkün kılıyor.
Tedarik zinciri izlenebilirliği
Tedarik zinciri maliyetlerini ve karbon ayak izini düşürmek, güvenilir ve sağlıklı ürünlere ulaşabilmek için yine blockchain en önemli teknolojik seçenek olarak öne çıkıyor. Küresel gıda tedariğindeki izlenebilirliği ortaya çıkarmak, özellikle kirlenmiş gıdalardan senede 400 bin kişinin öldüğü düşünülürse, oldukça hayati bir konu. IBM, Unilever, Nestle, Walmart gibi dünya devleri blockchain ile güçlendirilmiş tedarik zincirleri konusunda taahhütlerini vermiş durumdalar.
Örneğin İngiltere merkezli Provenance geliştirdiği dijital hikayeler ile balık ürünleri gibi ürünlerin yaşam sürecini şeffaf olarak takip edilmesi olanağı sunuyor.
İklim değişikliği ile mücadele
İklim değişikliği için oluşturulan inisiyatiflerin izlenmesi, raporlanması, doğrulanması için yine blockchain çok kritik. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekreteryası blockchain’in potansiyelini bildikleri açıklaması yapmış. COP21 Paris’te bir araya gelen ve 25 değişik paydaş grubundan oluşan Climate Chain Coalition iklim konusunda blockchain kullanımı hakkında araştırmalar yapacak.
Ötesinde blockchain bireylerin enerji tüketimi ve hava kirliliği etkilerini izleyebilecekleri modeller sunuyor.
Karbon piyasalarının düzenlenmesinde öne çıkan blockchain uygulamalarından örnekler Climatecoin ve CarbonX olarak verilebilir.
Şebeke ve piyasa bağımsız yenilenebilir enerji üretimi ve paylaşımı ise bir başka büyük alan. Merkezi bir enerji şebekesinin muhasebe altyapısı olmadan, aracısız ve doğrudan enerji ticaretini mümkün kılan örnekler LO3 Energy, Power Ledger sayılabilir.
Bu ve benzeri birçok örnek EkoIQ Dergisinin Mart-Nisan 2018, 75. sayısında bulunabilir. (Blockchain Sürdürülebilirlik Çarkını Döndürebilir Mi?)
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içerisinde önemli başlıklarda, yoksulluğun azaltılmasından kapsayıcı büyümeye, eşitliklerin azaltılmasından iklim adaletine, sağlıklı birey ve toplumlardan yoksullukların azaltılmasına, sorumlu üretim ve tüketimden paylaşım ekonomisi yaratılmasına kadar çok geniş bir yelpazede blockchain teknolojisinin sağladığı şeffaflık, güven, kaynakların iyi yönetilmesi, hız ve esneklik yadsınamaz.
Bu alan – yani SürTek (SusTech – sürdürülebilirlik teknolojileri) hem girişimci hem de yatırımcılar için üzerinde düşünmeye ve yatırım yapmaya son derece elverişlidir. Bu sayede ekonomik sürdürülebilirlik yaratırken dünyanın da ekolojik dokusunu korumaya ve sosyal kapsayıcılık arttırılabilecektir.
İnsan aklı ve yaratıcılığını kullanmak için bundan daha iyi bir amaç olabilir mi…
Gülin Yücel
Mayıs 2019