• 2 Temmuz 2020
  • admin
  • 0

EN AZ DOKUNUŞ EKONOMİSİ

Covid-19 nedeniyle davranış kalıplarımızın kalıcı olarak değişime uğrayacağı konusunda sanırım hemfikiriz. Pandemi sürecinin başlamasıyla beraber yeni normalin öncü davranışlarının başında mümkün olan en az dokunuş ile hayatımızı sürdürme refleksi gelişti. “Low Touch Economy” (En az dokunuş ekonomisi) olarak adlandırılan bu davranış kalıbı moda olduğu için değil bir zorunluluk olarak hayatımızın her alanına girdi. Akla ilk gelen özellikle artan çevrimiçi ticaretin bir sonucu olarak ödeme yöntemleri olsa da aslında “en az dokunuş” ekonomisi hayatımızın her alanına yıkıcı bir şekilde girdi.

İş yaşamı ortamına baktığımızda çalışanlar için alınan sağlık önlemleri bugüne kadar hayatımızda gördüğümüz en yüksek noktaya ulaştı. Fiziksel mesafe kuralı çalışanların önlüklerinde ki uyarıdan başlıyor zeminde bulunan mesafe ayraçlarına kadar gidiyor. İnsan sağlığı için çok riskli alanlarda kullanılmasına alışık olduğumuz robotlar / kolaylaştırıcılar bu sefer yakın mesafe insan ilişkileri gerektiren işlerde kullanılmaya başlandı.

Aile hayatımız açısından bir bakış yapacak olursak, çevrimiçi görüşme araçları sanılanın aksine iş hayatımız kadar ev yaşamında da kullanıldı. Anne ve babaların ev işlerini yaparken çevrimiçi görüşme uygulaması sayesinde masal okuyan bir bebek bakıcısı ya da ödevine yardım eden bir etüt öğretmenini gördük tablet ya da bilgisayar ekranında. Özellikle farklı noktalarda yaşayan aile bireyleri için bu çoklu görüntülü görüşme (son şeker bayramı yaptığımız büyük aile görüşmelerini hatırlayalım) hayata daha sıkı tutunmamıza neden oldu.

Hatırlayacağınız gibi sizlerle forum toplantımız sırasında yapmış olduğumuz anketin sonucu “Arkadaşlarla buluşma” en çok özlenen aktivite olarak seçilmişti. En az dokunuş ekonomisine sosyal hayatımız açısından bakacak olursak çevrimiçi sinema, konser, tiyatronun hiç olmadığı kadar yüksek bir oranda tüketildiğini, ortak arkadaş gruplarının aynı yemek menüsünü pişirerek çevrimiçi aynı yemeği yediği aktivitelerin eski alışkanlıklarımızın yerini aldığını gözlemliyoruz.

En az dokunuş ekonomisi ifade olarak daha çok fiziksel mesafeyi ve hijyen kurallarını çağrıştırıyor olsa da aslında çok daha az seyahat etmeyi, çok daha az toplu taşıma araçlarının kullanımını, temassız ödeme sistemlerini, hizmet süreçlerinin yeniden ele alınmasını, veteranlar ile izolasyonlu şekilde görüşmeyi de kapsayan aslında geniş bir tanıma sahip.

Birçok uzmanın ortak görüşü en az dokunuş ekonomisi önümüzde ki birkaç yıl daha tüm alışkanlıklarımızı etkilemeye devam edecek. Bunun sonucu olarak yüksek sosyal etkiye sahip, inovasyonların yoğun olduğu, gelişmiş iş modellerine sahip startup’ların sunumlarını toplantılarımızda daha sık göreceğimizi düşünüyorum.