• 2 Ağustos 2023
  • admin
  • 0

“Yapay Zeka yeniden odaklanarak tek amaç insanları güçlü kılma ve insanlığın yararına kullanım olmalıdır.”

Üretici Yapay Zeka kuşkusuz ki insan hayatını çok kolaylaştırma potansiyeline sahip oyun değiştirici bir gelişme. Ancak riskleri de beraberinde getiriyor. Bugüne dek İngiliz fizikçi Stephan Hawking’den Yuval Noah Harari’ye ve Elon Musk’a kadar birçok bilim ve iş insanı da Yapay Zekanın hiçbir kurala bağlı olmadan gelişmesi ile ilgili endişelerini dile getirdi. Bu uyarıların yerini bulduğu söylenemez. Ben de çeşitli yazılarımda konuya değindim. Başlangıçta YZ ile ilgili gelişmelerin daha uzun zamana yayılacağını ve bilim çevreleriyle şirketlerin kontrolünde ilerleyeceğini varsayan bakış açısı, Üretici Yapay Zeka’nın ilk örneklerinin ortaya çıkmasıyla geçerliliğini yitirdi. Dahası, Meta’nın LLaMA-13B dil modelinin internete sızmasıyla cin tam anlamıyla şişeden çıktı.

Nitekim bu sızıntıdan üç hafta(!) sonra Vicuna-13B adlı açık kaynaklı chatbot hazırdı. Vicuna-13B’nin kullanıcıların paylaştığı 70.000 ChatGPT görüşmesi ve LoRA metodu kullanılarak toplam 300 Dolar maliyetle eğitildiği söyleniyor. LoRA, Google ve OpenAI şirketlerinin kullandığı sıfırdan eğitme yerine, önceki bilgilerin üzerine inşa edilerek eğitmeye dayanan çok daha ucuz bir metodoloji. Konunun önemini vurgulamak için Beyaz Saray’ın Google, Microsoft, OpenAI gibi şirketlerden liderleri YZ Güvenliği konusunu konuşmak üzere Mayıs ayı başında topladığını belirteyim.

Tabii ki işin açık kaynağa çıkmasıyla bu şirketlerle görüşmenin de fazla bir anlamı kalmıyor. Bizzat YZ’nin en önemli geliştiricilerinden ve yapay nöral ağlar ile makine öğrenmesi alanlarının önde gelen iki ismi olan Geoffrey Hinton ve Yoshua Bengio alarm çanını çaldılar. Onların da içinde olduğu bir grup bilim adamı ve CEO, YZ’nin insanlığın varoluşu hakkında oluşturduğu tehdit konusunda tek cümlelik bir bildiri yayınladılar: “YZ’nin getirdiği yokoluş riskini azaltma, pandemi ve nükleer savaş gibi diğer toplum çapında risklerin yanısıra küresel bir öncelik olmalıdır.” Bu bildiri ile birlikte YZ geliştirmelerinde altı aylık bir duruş önerdiler. Nereye varacağı düşünülmeden hızla gelişen birşeyin nasıl disipline edileceği de ayrı bir konu tabi.

Bu konuda endişe belirten kişilere yönlendirilen bir eleştiri “teknolojik gelişmeye karşı mısın?”. Öncelikle bu kişilerin çoğu bilim insanları. İkincisi teknolojik gelişme kader değildir. Atom Bombası da bir teknolojik gelişme idi. Öte yandan, varoluş riskinden önce burada çok daha güncel problemlerin olduğunu anlamak lazım. Endişelerin yersiz olduğunu söyleyenlerin çoğu da YZ’den para kazanan kişiler. Örneğin “YZ araba sürmek gibi sıradan bir işi bile yapamaz”mış. İyi de araba sürmek isteyeceğini nerden çıkardınız? Veya insan gibi duygulara sahip olamazmış! Bunlar insan gibi düşünmenin getirdiği doğal yanılgılar. Üretici Yapay Zekanın gelmesi öngörülen bir sonraki aşama AGI yani Yapay Genel Zeka. O aşamada YZ’nin bilinç ve düşünme yeteneği kazandığı ve insanın bir anlamda gereksiz hale geldiği distopik bir gelecek endişesi ortaya çıkıyor.

İnovasyonda temel bir prensip olan “İşin sonunu düşünerek başlamak” unutulduğunda bu olmayacak birşey değil. Bugün okul ödevi yazdırma ve bir sohbet konusu gibi görülen ChatGPT, GPT4 gibi adımların endişe verici gelecek senaryosu bu. Bir fikir edinmek için NYT yazarlarından Kevin Roose’un Microsoft Bing ile yaptığı iki saatlik söyleşiyi bulup okumanızı öneririm. Elbette YZ gözardı edilemez, risklerinin yanında faydaları görmeden geçilemez. Ancak YZ yeniden odaklanarak tek amaç insanları güçlü kılma ve insanlığın yararına kullanım olmalıdır.

YZ ile gelen fırsatlar, ve sorumlu ve güvenli bir şekilde nasıl kullanılabileceği de başka bir yazıya.

ali@algoritmaconsulting.com