Merak Neden İyidir?
“Meraklı insanları istisna olarak görmeyen şirketler çok şey kazanırlar.”
Küçük çocuklar sürekli “Niçin?” diye sorarak her şeyin açıklamasını isterler. Etraflarında olan biteni anlamlandırmaya çalışan çocuklar, son derece meraklıdır ve soru sormaktan çekinmezler. Yapılan araştırmalar merakın dört-beş yaşlarında zirveye ulaştığını ve ondan sonra düzenli bir şekilde aşağı indiğini gösteriyor. Zira bu dönemde kendine güven ve deneyimin sergilenmesi meraka galip gelmeye başlıyor. Birçok iş yerinde de bunun yansımalarını görmek mümkün. İnsanlar şirketin iş yapış şeklini ve kendi görevlerini değişmez bir şey zannediyorlar. Soru sorarak beceriksiz veya zorlayıcı görünmek de pek istenen bir şey değil.
Oysa değişimin her geçen gün daha da hızlandığı bugünün iş dünyasında hem çalışanların hem de liderlerin, soru sormaları rekabetin en temel gereği. Bilindik usullerle iş yapmaya devam etmek artık bir seçenek değil. Başka bir yol var mı? Bu işin böyle yapılması şart mı? Bununla bunu birleştirsem ne olur? Sektörün kanıksadığı yolun nasıl dışına çıkarız? Şirketler, ancak bu tip soruların sürekli kafalarda döndüğü bir kültürle başarılı olabilir. Bir yerde gelişme olabilmesi için mevcutla tatmin olmamak ön şart.
Merakla Gelen Başarı
Nitekim bugün örnek gösterilen inovatif şirketler hep meraklarının peşinden giden ve mevcutla tatmin olmayan kişiler tarafından kuruldu. Steve Jobs, “merakımı ve önsezilerimi takip ederken karşıma çıkanların çoğu daha sonra paha biçilmez şeylere dönüştü” diyor. Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt şirketi cevaplarla değil sorularla yönettiklerini söylüyor. Oyunun kurallarını değiştirme cesareti olan insanlar olmasaydı bugün Über ve AirBnb olmazdı. Amazon’un başarısı sürekli sorular sorarak durmaksızın temel yetkinliklerine dayanan yeni işler kurmalarından geliyor. Arçelik’in, Türk kahvesinin yapımı nasıl basitleştirilebilir sorusu başarılı bir ürüne dönüştü.
Merak, bir şeyi bilme veya öğrenme ile ilgili kuvvetli bir arzudur. Toplumda maalesef merakı törpülemeye dönük yönlendirmeler var. “Merak kediyi öldürür” sözü de bunlardan biri. Bunlara inanıp da toplumda veya kurumlarda merakı frenlemek, gelişmeyi frenlemekle eş anlamlı. Merak yeni fikirlerin ortaya çıkmasına yol açar, çözümler üretilmesine neden olur, insanları rehavetten kurtarır. Alışıldık deneyimin dışında, yeni ve farklı olanı tanımak ve arayıp bulmakla ilgilidir. Merak, inovasyonun sıçrama tahtasıdır.
Meraklı kişiler hep daha iyiyi ararlar, bu da şirketleri ileri götürür. Merck’in 2015 yılında yaptırdığı “Merakın Durumu” araştırmasına katılanların %88’i işyerinde yeni fikirleri hayata geçirecek insanların meraklı kişiler olduğunu belirtmişlerdir. Katılanların %61’i meraklı bir kişinin terfi ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylemiştir. Meraklı tipler araştırmada, organize, detaycı, düşünceli, enerjik, ilgi çeken kişiler olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan aynı araştırmada şirketlerin çalışanlardan daha az meraklı olduğu da ortaya çıkmıştır!
İnovasyonu Hızlandıranlar
İnovatif şirketler, bilmediğini söylemekten çekinmeyen ve öğrenmeye hevesli insanları bulmaya çalışıyor. İnovasyon ve büyümeyi hızlandıranlar, soru soran, yerleşik varsayımları ve kalıpları sorgulayan ve işi ilerletmeye çaba gösteren kişiler. Yaratıcılık inovasyonun fitilini ateşleyen şey ise, merak da bunun oksijeni. Şirketlerde çalışan meraklı insanları fark etmek daha kolay ama böyle kişileri işe alım sırasında nasıl bulacağız? Yapılan araştırmalar, meraklı insanların olasılıklar üzerinde daha fazla durduğunu gösteriyor. “Ciddi şekilde”, “oldukça”, “son derece”, “müthiş” gibi vurgu kelimeleri kullanıyorlar. Bir adayın merak derecesini ölçmek için iyi bir yol, en son ne öğrendiğini sormak. Bu soruyu, ister işle ilgili isterse de iş dışında cevaplarken duydukları heyecan, öğrenmeye ne kadar açık olduklarının bir göstergesi olabilir. Bir ölçü de görüşme sırasında veya bitiminde ne sorduğu. Eğer hiçbir şey sormuyorsa veya basmakalıp bir soru soruyorsa bu da kötü bir işaret.
Şirket liderlerinin organizasyonda merakı geliştirmek için yapabilecekleri çeşitli şeyler var. Bunların en başında liderin kendisinin sorular sorması geliyor. Soru sormaya ve cevaplamaya açık liderler çok daha verimli ve inovatif bir iklim yaratırlar. Şirkette öğrenme fırsatları yaratmak, işin yapılış şeklinde çalışanlara esneklik sağlamak ve yeni fikirlerin peşinden gitmek isteyen çalışanlara destek olmak, organizasyondaki merak duygusunu besler. Sonuçta çalışanlar çok daha angaje bir hale gelir ve hem şirket hem de çalışanlar kazanır.
Meraklı insanları istisna değil standart olarak gören ve onların heyecanını körükleyen organizasyonlar bundan çok şey kazanır. Meraklı insanlar bütün cevapları bilmeyebilirler ama hem tutkuludurlar hem de doğru soruları sormayı bilirler.
Ali Özgenç